Wulai, Tayvan' ın başkenti Taipei'de yer alan ve kaplıcaları ve aborjin kültürü ile meşhur olan bir yer. Tayvan birçok aborjin kabile gruplarına sahip ve Wulai'de yaşayanlar Atayal kabilelerinden, bu kabileler farklı etnik unsur olarak da kabul ediliyor. Şehirden ulaşımı zor ve uzak değil, biz de metro artı otobüs ile ulaşıyoruz. Girişinde sağ tarafta büyükçe bir Budist tapınağı mevcut. Rakımı çok yüksek olmamasına rağmen (250 metre) havası çok temiz, insanı dinlendiren bir yer. Bunun yanında Tayvanlılar daha çok kaplıcalara girmek için tercih ediyorlar burayı, bir de Atayal yemekleri yemek için. Kaplıcalar diyince aklınıza sadece ortak bir kullanım alanı gelmesin, Wulai nehrinin kenarındaki otellerde çiftlere özel bölmeler var, zaten hastalıkları iyileştirmesi için en iyi çıplak girilmesi gerektiğini söylüyorlar.
Aşağıdaki resim de Wulai köyünün hemen girişi.
Her yerde bulamayacağınız "yaban domuzu sosisleri"ni görünce ben alıyorum hemen bir çubuk, bir de Atayal usulü kızarmış "mua-ji" deniyorum ama ikincisini beğenmedim.
Wulai nehri boyunca yürürken köyde "ne nerede" illüstrasyonlu bir şekilde anlatan güzel bir harita var.
Wulai'ı 3 katlı bir köy gibi düşünün, zemin seviyesinde kaplıcalar ve restoranlar yoğun, bir üst seviyede şelaleleri izlemenin keyfini çıkarabilirsiniz, ve en üst seviyede (teleferikle çıkılıyor sadece) manzaranın keyfini çıkarıp, oyun alanında eğlenip, doğal restoranında da soğuk bir bira içebilirsiniz. Aşağıdaki resim bizi 2.seviyeye çıkaran trenden. Arkadaşım Irene ile.
Evet, şelalenin önünde cool bir pozumu da paylaşayım hemen.
Wulai'de muhtemelen her 2 dükkandan birinde satılan (her iki kişiden birinin akp'ye oy vermesi sorunsalına gönderme) küçük kızarmış balıklar ve bambu içerisinde ızgara yapılan domuzlu pilavdan yiyorum. Ne kadar tok olursam olayım gezerken yeni bir yiyecek gördüğümde denemeden edemiyorum.
Bu merdivenler sizi teleferiğe biniş noktasına çıkarıyor, bu kadarcık yoruluverelim artık.
Aşağıdaki resmi teleferikten çektik, daha doğrusu Irene çekti, benim makinemin pili bitmiş.
Yukarıdaki restoran&cafe tarzı mekan gerçekten çok tatlı, biralarımızı yudumlarken sohbet de akıp gidiyor, gece olmuş, son teleferiği yakalıyoruz ama treni kaçırıyoruz, biz de aşağıda göreceğiniz karanlık yoldan yürüyerek iniyoruz.
Teleferikten bir kare
Taipei City'ye geri dönerken local delicacy'lerden almayı unutmuyoruz elbette, bu cipslerin fiyatı çok uygun ve çok lezzetli. Ben körili cips alıyorum, Irene de değişik bir kek aldı ama şu an hatırlamıyorum nasıl bir şeydi.
Birkaç resim daha ekliyorum ve Wulai'dan bu kadar diyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder