Vazgeçilemez bir pazar günü aktivitesi olarak bisiklet gezileri...( yüklemsiz cümle kurmanın dayanılmaz karizması)
Tayvan'da bisiklet çok popüler bir spor, Taipei şehrini geçtim ülkenin 4 bir yanı bisiklet yolları ile dolu, 1 haftada "huandao" (huan: dolaşmak, dao: ada) aktivitesine giren insanlar hiç de az sayıda değiller. Ben o kadar uzun boylusuna vakit bulamadım henüz, ama "to do list"imde mevcut. Trenle Keelong'a gidip oradan bir çember şeklinde ilerleyip, gece 1 civarı evime ulaştım, üzerimdeki Türkiye formasını görünce anımsadım maç vardı o gece ve zar zor yetişmiştim.
Cumartesi gecesinden kalma olduğumuz için birkaçımız kahvaltı yapamadan evden çıkıyoruz haliyle, öğlene doğru erken bir mola verip atıştırıyoruz lokal bir lokantada.
Spor Tayvan'da literal anlamı ile 7'den 70'e herkes tarafından yapılıyor, aşağıdaki turunculu ablamız 60 yaşında, abi ise 70. Ama gördüğünüz gibi amca ve teyze değiller bu yaşlarına rağmen, yeşilli abi ise bisikleti ile dünyayı dolaşangillerden, katlanabilir bisikleti ise latin amerikanın çoğunu pedal çevirerek gezmiş ve tayvan'a geri dönüş, kendisi hong kong'lu, tayvanlı ile evlenip tayvan'a yerleşmiş gençliğinde.
Ana&kızın şirinliğine geliniz, kameramın kızın cüssesi ile kontrastı oldukça tatlı.
Şimdi de Taipei'de yaşayan arkadaşım Mehmet'in kamerasında enteresan bir Budist ibadetine şahitlik edicez.
Bu rahipler ne yapıyorlar? Aşağıda resimlerde gördüğünüz ibadet veya tapınma vb ritüelin esası şudur, bu rahiplerin ilahileri eşliğinde insanlar balıkçılardan aldıkları balıkları kovalarda elden ele vererek tekrardan denize bırakıyorlar. Budizm insanları vejeteryanliga yonendiriyor zira canli oldurmek kacinilmasi gereken bir sey. Balikcilarin yaninda böyle bir organizasyon, "lan!" diyorum, Türk'üm ya hani çakalım ya, dinin sömürülmesine çok kez şahit olmuşum ya, bu rahipler diyorum, balıkçılarla anlaşmalı olmasınlar, insanların para toplayıp satın aldıkları balıklardan komisyon alıyor olmasınlar. Her neyse efendim, balıkçıların insanlar yesin diye tuttukları balıkları tekrardan denize atmak için satın alan Budistler, ilahilerin de eşliğinde izlemesi acayip keyifli idi.
Dönüşte yol üzerinde(Danshui'de) güzel bir ortadoğu restoranına denk geliyoruz, ama çok şehir dışında olduğu için şahsi aracınız yoksa ulaşımı güç. Sahibi eğitimini Mısır'da tamamlamış bir Hong Kong'lu.
Tayvan'da bisiklet çok popüler bir spor, Taipei şehrini geçtim ülkenin 4 bir yanı bisiklet yolları ile dolu, 1 haftada "huandao" (huan: dolaşmak, dao: ada) aktivitesine giren insanlar hiç de az sayıda değiller. Ben o kadar uzun boylusuna vakit bulamadım henüz, ama "to do list"imde mevcut. Trenle Keelong'a gidip oradan bir çember şeklinde ilerleyip, gece 1 civarı evime ulaştım, üzerimdeki Türkiye formasını görünce anımsadım maç vardı o gece ve zar zor yetişmiştim.
Cumartesi gecesinden kalma olduğumuz için birkaçımız kahvaltı yapamadan evden çıkıyoruz haliyle, öğlene doğru erken bir mola verip atıştırıyoruz lokal bir lokantada.
Spor Tayvan'da literal anlamı ile 7'den 70'e herkes tarafından yapılıyor, aşağıdaki turunculu ablamız 60 yaşında, abi ise 70. Ama gördüğünüz gibi amca ve teyze değiller bu yaşlarına rağmen, yeşilli abi ise bisikleti ile dünyayı dolaşangillerden, katlanabilir bisikleti ise latin amerikanın çoğunu pedal çevirerek gezmiş ve tayvan'a geri dönüş, kendisi hong kong'lu, tayvanlı ile evlenip tayvan'a yerleşmiş gençliğinde.
Resim çekmek için mola veriyoruz Jinshan isminde bir deniz kenarı kasabasında.
Ana&kızın şirinliğine geliniz, kameramın kızın cüssesi ile kontrastı oldukça tatlı.
Bir sonraki molamız Shimen civarında Yeliu diye bir yer, doğal kaya formlarını görmeye gelen Çinli turistlerin(ana kıta Çin) ziyadesiyle rağbet gösterdiği bir yer.
Bu rahipler ne yapıyorlar? Aşağıda resimlerde gördüğünüz ibadet veya tapınma vb ritüelin esası şudur, bu rahiplerin ilahileri eşliğinde insanlar balıkçılardan aldıkları balıkları kovalarda elden ele vererek tekrardan denize bırakıyorlar. Budizm insanları vejeteryanliga yonendiriyor zira canli oldurmek kacinilmasi gereken bir sey. Balikcilarin yaninda böyle bir organizasyon, "lan!" diyorum, Türk'üm ya hani çakalım ya, dinin sömürülmesine çok kez şahit olmuşum ya, bu rahipler diyorum, balıkçılarla anlaşmalı olmasınlar, insanların para toplayıp satın aldıkları balıklardan komisyon alıyor olmasınlar. Her neyse efendim, balıkçıların insanlar yesin diye tuttukları balıkları tekrardan denize atmak için satın alan Budistler, ilahilerin de eşliğinde izlemesi acayip keyifli idi.
Dönüşte yol üzerinde(Danshui'de) güzel bir ortadoğu restoranına denk geliyoruz, ama çok şehir dışında olduğu için şahsi aracınız yoksa ulaşımı güç. Sahibi eğitimini Mısır'da tamamlamış bir Hong Kong'lu.
Son metroya yetişiyorum zar zor, maça yetişmem lazım. Gezinin son resmi olarak da bandanalı Tayvanlı bu şirin şeyi ekliyorum. Sağlıcakla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder